“KAPLANLI” GERÇEĞİ
Köyümüzün isminin nereden geldiği, ilginç olması sebebiyle merak uyandırıyor olabilir.Köyümüzün KAPLANLI adını almasına neden olacak olay Musa kahyalardan Hasan Çavuşun başından geçiyor.Hasan Çavuş her mevsim hayvanlarını güdüyor.Kışın kendini göstermeye başladığı günlerde hayvanlarını köye indirirken,boğası geride kalıyor.Çamın tepesine çıkan bir kaplan boğayı fark ediyor ve tabi boğa da kaplanı.Kaplan boğaya saldırırken,pençesini boğanın hörgücüne saplıyor.Cani yanan boğa can havliyle hörgücünü kurtarmaya çalışırken,kaplanın pençesini de koparıyor ve ahırına giriyor. Hasan Çavuş sabah ahıra girdiğinde boğanın hörgücündeki kaplan pençesini görüyor.Dışarıda kar yağdığı için, karın üstündeki kan izlerini takip ederek sarı çamın olduğu yere ulaşıyor.Kaplanı üç bacağıyla dereye inerken buluyor.Köy halkından da yardım alarak kaplanı etkisiz hale gitiriyor.Bu olaydan sonra köyümüzün adı KAPLANLI KÖYÜ,o derenin ismi de KAPLANLI DERESİ oluyor.Köyümüzün adının nereden geldiği de bu olay sayesinde açıklığa kavuşmuş oluyor.
Sn.Halil Ziya KURT'a teşekkürler
MİLLİ MÜCADELEDE KAPLANLI (EBER)
Isparta ilinin bir ilçesi olan Keçiborlu -Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nda nahiye-’de, 15 Mayıs 1919’da, Yunanlıların İzmir’i işgalinden itibaren işgal kuvvetlerine tepki gösterdi. Isparta’da kurulan “Millî Müdafaa-i Vataniye Heyeti” 22 Haziran 1919’da, ilçelerde de teşkilâtlanılması için beyannameler yayınlamış, nahiyelere heyetler göndermişti. 22/23 Haziran 1919’da, Keçiborlu’ya gelen heyetin çalışması ile 23 ya da 24 Haziran’da “Keçiborlu Nahiyesi Milli Müdafaa-i Vataniye Heyeti”nin kurulmasında da ön ayak olmuştu. Hemen hemen bütün Keçiborlu mahalleleri ve köyleri bu örgütte görev aldı. Bunlar Aydoğmuş, Kuzluca, Eber, Ovacık vb. yerlerde köy mücahitleri olarak görülmektedir. Bu gönüllüler, daha sonra kuvâ-yı milliyeye katıldılar. Keçiborlu Milli Müdafaa-i Vataniye Heyeti iki ay bu ad altında çalıştıktan sonra, Nazilli Kongresi’nde alman kararlar doğrultusunda, tahmini 22 Ağustos 1919’da Keçiborlu Heyet-i Milliyesi adıyla çalışmalara başladı. Esasen, haziran ve temmuz aylarından itibaren Isparta mücahitlerinin içine, Keçiborlu gönüllüleri de katılmıştı. Bu bahsedilen kuvvetin başına Mahmut Efe getirilmişti. Keçiborlu’dan daha sonra 1890 ve 1891 doğumlular, 1920 Şubatı’ndan itibaren cepheye gönderildiler.
Eber köyünden kuvâ-yı milliyeye katılanların isim listesi aşağıya çıkarılmıştır.
Eber Köyü Mücahitleri
İmam oğlu Hüseyin 1899, Hacı Kardeş (?) oğlu Mustafa Çavuş 1892, Deligöz oğlu Mehmet 1885, Molla Musa oğlu Ali 1899, Kiçi oğlu İsmail 1871, Türkmen oğlu Hüseyin 1899, Yakub oğlu Mustafa 1899, Delican (?) oğlu Osman 1899, … Ali oğlu Mustafa 1875, Hacı Ali oğlu Mustafa 1882, Kiçioğlu Ahmet 1890, Köse Akmet oğlu Ahmet 1894, Jandarma Ali 1893, Hamdi oğlu Halil 1894, Molla Musa oğlu Ali bin Ahmet 1901.
Kuva-yı Milliye için yapılan para, eşya ve yiyecek yardımları nın listeside aşağıya çıkarılmıştır.
İzmir’in işgali başlar başlamaz,aynı gün Yunan işgaline tepki gösteren ve ileriki günlerde Mustafa Kemal’in gösterdiği yolda teşkilatlanmaya giden Keçiborlu halkı, aynı zamanda Kuva-yı Milliye’nin ikmali için elinden gelen maddi yardımı yaptı. Yukarıda bahsettiğimiz gönüllü yazılımı sırasında her köy halkı gücü yettiğince para yardımında bulundu. Üç gün zarfında 12 köyden bir defada toplam 39325 kuruş toplandı ve bu para “istendiğinde Isparta Milli Müdafaa-i Vataniye Heyeti’ne verilmek üzere” her köyün muhtarı, imamı ve üç dört azası tarafından kayda alındı.
Eber Köyünden de toplanan nakti yardımın listeside arşivlerden elde edilmiştir…
Hacı Kardeş (?) oğlu Hacı Süleyman 300, Hayta oğlu Mehmet 100, Hacı Kardeş oğlu Ahmet 400, Nasuh oğlu Veli 200, Musa Kahya oğlu Ali 100, Molla Musa oğlu Osman 100, Deligöz oğlu Mustafa 100, Molla Musa oğlu Molla Ali 100, Türkmen oğlu Mehmet 100, Hacı Ali oğlu Süleyman 100, Musa Kahya oğlu Osman 300, Deligöz oğlu Hüseyin 300, Yeğen oğlu Mustafa 200, Molla Musa oğlu Hoca Süleyman 100, Helvacı oğlu Hasan 100, Nasuh oğlu Süleyman zevcesi Hatice 100, Hayta oğlu Hacı İsmail zevcesi Saliha 100, Hacı Ali oğlu Hacı Mehmet zevcesi Fatma 100, Hayta oğlu Mustafa 100, Habib Hoca 200, Nasuh oğlu Mehmet 200, Toplam 3500 kuruş.EBER
KÖYÜNDEN gönüllü olarak bağışlanmıştır.
Bu belgeler yazılı olarak araştırmak isteyenlere bilgi mahiyetinde ATATÜRK Araştırma Merkezi ve Prof.Dr Nuri Köstüklü KİTAPLARI VE İNTERNET SİTESİNDEN ALINMIŞTIR… ARAŞTIRAN :MEHMET BAKİ ATIŞ
mail: mbakiatis32@hotmail.com.
KAPLANLI (YUKARI EBER)'in doğuşu
250 yıl önce Afyon-Çay ilçesi Eber Kasabası’nda bulunan 20 aileden 5 i Dinar-Norgas’a,8 i Afyon-Dinar-Yeşilçat’a,7 si de bizim köyümüze yani Eber’e dağılmıştır.Bu 7 aile; köyün üst taraflarına, su bulunmadığı halde yerleşmişlerdir.1892 yılındaki depremde,köy halkının tarlada,bahçede olması sebebiyle fazla can kaybı olmamıştır.Fakat köy yerle bir olmuştur.O bölge şu an Yukarı Köy olarak geçer.Köylüler,depremden dolayı huzur bulamayınca, köyümüzün bulunduğu yere yerleşmişlerdir.Eskiden 800 kişi olan köyümüz,şimdi 100 kişiye düşmüştür.Bunun nedeni ise köyümüzde kuru tarımdır.İnsanlar ekonomik nedenler yüzünden çevre şehirlere yerleşmişlerdir.Köy halkı yörüktür.Rivayetlere göre halk Sarı Keçili Yörüklerindendir.r.Şu anda köyümüzün en yaşlı bireyinin İzzet Onbaşı olduğu söylenmektedir.
Sülalerimiz şunlardır
1- DELİGÖZLER Sülalesi(Bunlar:Koca Deligöz Dede ve Oğulları
2- MUSA KAHYALAR Sülalesi,(Bunlar:Kel Musa,Kel Ali,Kel Abbak,KelDede,Iraz Nine ve Koca Gülsüm Nine)
3- ÇAKIRGİL Sülalesi(Bunlar:Hurşit Dede ve Oğulları)
4- NİZAMLAR Sülalesi(Bunlar:Hasan Çavuşlar,Musa Onbaşılar,Ali Mollalar)
5-YAKUPLAR Sülalesi(Bunlar:Sofular,Deliİsmailller,Molla Yusuflar, HakkıÇavuşlar)
6- KOCA ÇIRAKlAR Sülalesi(Bunlar:Geraliler)
7- AYANLAR Sülalesi(Bunlar:Hacı KardaşOğulları,Ayanlar,Hacılar;Kurtlar,Gökkızlar,MollaMustafalar) olmak üzere yerleşmişlerdir.
Daha sonra köyümüze Hayta yörükleri gelmiştir. Bunlar Bostanlar,Hacı İsmailller ve DeliAhmetlar Sülaleleridir.
Köyümüzde; Mayıs ayının sonunda ya da Haziran ayının başlarında topluca Yağmur Duası ve piknik için dağa çıkılır.
İsmihan Ünal’a ve Halil Ziya Kurt'a teşekkürler.
ÇANAKKALEDE BİR EBERLİ
Bu aziz vatan için nice kanlar döküldü ve nice gözyaşları…Gidenin geri gelmesinin artık bir hayal olduğu zamanlardı.Her vatan evladının coşkuyla ulaşmak istediği o yüce mertebeye, elbet bizimde diyarımızdan katılanlar oldu.İşte bu kahramanlarımızdan biri olan Hafız Ali’ nin öyküsünü, Mehmet Baki Atış’ın kaleminden öğrenelim.
REŞAT VE ALİ
Bu gün 18 mart, bahara bir adım daha yaklaştık. Dışarıda bol güneşli ama hala buz kesen bir hava var. Ben ve benim gibi yaşayanlar için sıradan bir gün ve olağan işlerle geçiyor. Yaşama bağlılığımızı oluşturan günlük, küçük problemlerimiz dışında her şey oldukça güzel. Oysa, doksan yıl önce bu tarih, ülkemizin aziz topraklarında, kahraman insanlarımızın kanlarıyla yazdığı zaferin en önemli günlerinden biriydi. Aynı başlangıç cümlelerini o günlerde Çanakkale Savaşlarında bulunmuş 19 yaşında genç bir Tıbbiyeli Reşat komutanın günlüğünden takip edelim…